Köln Fenerbahçeliler Derneği Fenerbahçe
15 Ekim 2025

Başkanımız Sadettin Saran, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu

Köln  Derneği Başkanımız Sadettin Saran, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu

Başkanımız Sadettin Saran, Chobani Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü'nde basın toplantısı düzenledi. Yönetim Kurulu Üyelerimizin de yer aldığı basın toplantısına medya mensupları yoğun ilgi gösterdi. 

Olağanüstü Seçimli Genel Kurulumuzun yapıldığı 20-21 Eylül tarihlerinden bugüne yaşanan gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulunan Başkanımız, konuşmasında iletişim, şeffaflık, adil yaklaşım ve birlik beraberlik temalarının üzerinde durdu.

Futbol Takımımız da yaşanan gelişmelere de açıklık getiren Başkanımız, 25 Ekim tarihinde yapılacak Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nın öneminden de bahsetti. Başkanımız Sadettin Saran'ın açıklamalarının tamamı şöyle; 

"Hepiniz hoş geldiniz. Başkan olarak benim ilk basın toplantım ve biraz heyecanlıyım. Sizlerle olmaktan dolayı mutluyum. Bugün burada hiçbir akreditasyon yasağı uygulamadık. İnşallah da benim süremde hiçbir zaman da uygulamayacağız. Benim hepinize şeffaf ve adil yaklaşacağım, sizden de onu bekliyorum. Fenerbahçe’nin haberlerinin reytingi yüksek, maalesef negatif haberlerinin reytingi daha da yüksek. Sizden ricam lütfen yalan haberler bize çok zarar veriyor, özelikle de oyunculara. Bu konuda hassasiyet bekliyorum. İnşallah ben ve arkadaşlarımın süresinde de az önce de ifade ettiğim gibi akreditasyon yasağımız olmaz.

FENERBAHÇE BAŞKANLIĞININ EN ZOR KISMI BU BASKILAR ALTINDA SAKİN KALABİLMEK

Kısaca bir şeyler paylaşmak istiyorum: Tabii gelir gelmez herkes başkandan neşter bekledi. ‘Alacak, kelle koparacak, kesecek, edecek’ dendi. Bana, hem yakın arkadaşlarımdan, çevremden, eski yöneticilerden, bir sonraki yöneticilerden, futbolculardan bu konuda da çok baskı geldi, aynı şekilde sosyal medyadan… Zaten Fenerbahçe başkanlığının en zor kısmı bu baskılar altında sakin kalabilmek ve en zor kısımlarından bir tanesi. Bunu yapmak çok da kolaydı. Geldik, tamam hocayı gönderdik, ‘vay be başkana bak raconu kesti’ bunu dedirttirirdik, bu çok kolaydı. Ben olaya şöyle yaklaştım; adam gelmiş Kolombiya’dan, öbürü Manchester’dan, öbürü Kırıkkale… bir sürü değişik yerden gelen oyuncu var. Ve bunlar geldiğinde Mourinho var. Geldikten 5 hafta sonra Mourinho gidiyor ki sezon öncesi Portekiz’de çok kötü bir sezon yaşıyorlar. Maalesef onun da etkilerini halâ görüyoruz. 5 hafta sonra Mourinho gidiyor, 3 hafta boşluk kalıyor, ondan sonra da Tedesco geliyor. Tedesco geliyor, 3 hafta sonra 7 senedir başkanlık yapan Ali Koç gidiyor ve Sadettin Saran geliyor, kimsenin tanımadığı, oyuncuların tanımadığı ve maalesef o süreçte ki biz hep ‘Seçimi eylül ayında yapmayalım’ diye demiştik. Ama o seçim sürecinde benim bir tespitim vardı, 'ölü toprağı' diye ancak az bile söylemişim, Samandıra’ya gittiğimde bun gördüm!

BİZİM ESASINDA MÜCADELE ETMEMİZ GEREKEN KENDİ İÇİMİZDEKİ YAPI. ‘FENERBAHÇE’Yİ ÇOK SEVİYORUZ’ DİYEREK YALAN YANLIŞ HABERLER YAPANLAR BİZE ÇOK ZARAR VERDİ, VERİYORLAR DA! BEN GÖREV SÜRECİMDE DE BU ARKADAŞLARI İFŞA EDECEĞİM

O süreçte hepiniz hatırlayacaksınız, ‘Başkan aday olamaz, aday olursa seçilemez, seçilirse iptal edilir, mazbatayı alamaz’ gibi bir sürü şeyle karşılaşıldı. O seçim sürecinde tabii herkese seçime girdiği için Samandıra’da verilen sözler tutulmamış, kötü anlamda söylemiyorum, tutulamamış. Herkes seçim telaşına düşmüş. Oyuncular boşlukta kalmış, oyunculara ‘Ya bu adam gelirse…’ ki bunu kendi içimizdeki insanlar maalesef güya Fenerbahçe’yi çok sevip, gelip de ‘Maaşları ödeyemez’ diyen insanlar ki geldiğimizden beri 39.8 milyon Euro ödedik. Böyle yalanlarla oyunculara büyük zarar verildi. O seçim süreci öyle bir süreçti ki Kasımpaşa maçında 1-0 öndeyiz, ikinci yarıda oyuncularımız cep telefonundan ki bu da yanlış, cep telefonundan seçimi takip ediyorlar. Çünkü gelecek adam, ‘kayyum atanacak’ demeye kadar gitti bu iş. Hatta seçildiğimizin ertesi günü bir gazeteci çıktı, güya yılların gazetecisi, ‘Bugün federasyon toplanıyor, mazbatayı vermeyecek’ dedi. Yani biz bunları yaşadık. Ben, mazeretleri seven bir insan değilim ama tespit yapmamız lazım. Kendi üzerime alındığım vazifelerden bir tanesi de hani hep ‘yapı, yapı, yapı’ deniliyor da bazen hocaların da eline bunu mazeret olarak maalesef onlar da bunu kullanıyorlar. Ama bizim esasında mücadele etmemiz gereken kendi içimizdeki bu yapı. Bu Fenerbahçe’nin hainleri, ‘Fenerbahçe’yi çok seviyoruz’ diyerek yalan yanlış haberler yapanlar bize çok zarar verdi, veriyorlar da! Ben görev sürecimde de bu arkadaşları ifşa edeceğim. Bunlarla uğraşacağım. Çünkü sadece dışarıda değil, içimizde bize çok ciddi zarar verenler var. Kendi acentasında olup ‘şu hoca gelsin, bu gitsin, bu yapamaz’ diye sırf ‘Fenerbahçe’yi çok seviyorum’ adı altında kendi acentası veya onu destekleyen insanların acentasında ve bu da Fenerbahçe’ye zarara veriyor, ben bunlarla mücadele edeceğim. Bu atmosferde biz kazandık, ertesi gün Samandıra’ya arkadaşlarımla gittim. ‘Merhaba’ demeye, kendimizi tanıştırmaya.. Konuştuk ve çıkarken arkadaşlarıma döndüm dedim ki, ‘Yarınki Zagreb maçından biz fark yemezsek iyi.’ Öyle bir psikoloji vardı, biz onu bizzat gördük. O yüzden bunlardan oyuncuların ne kadar etkilendiğini tahmin ediyordum, Samandıra’ya gittiğimde birebirde gördüm ve aynı şeyi dedim arkadaşlara.

TEDESCO OYUNCULARIN GÜVENİNİ KAZANMIŞ, ADAM SAMANDIRA’DA YATIP KALKIYOR. ONA BİR HAK, BİR ŞANS TANINMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM VE ARKASINDA DURACAĞIZ

Bütün bunlar olmuşken bir de ben gelir gelmez Tedesco’yu göndersem oyuncuların geçmişle ilgili en ufak bir bağı kalmamış olacaktı. Ve bu adamı ben tanımıyorum, babamın oğlu değil. Çağırdım ve ekibiyle konuştum; bu niye böyle gibi. Tabii sadece onunla konuşmadım, oyuncularla da konuştum, oyuncuların benim Borussia Dortmund’dan veya eski günlerimden tanıdığım menajerleriyle görüştüm. Tedesco oyuncuların güvenini kazanmış, adam Samandıra’da yatıp kalkıyor. Çalışkan bir adam, hata yaptığında da ‘Niye böyle oluyor’ dediğimiz zaman ‘Evet, böyle oldu, bu bundan oldu, bir daha bunu yapmayacağım’ deyip canla başla sarılıyor. Dışarıda başka bir acentası yok. Oyuncular da onu sevdiği, güvendiği sürece de ben de onun arkasında olmaya karar verdim. Ona verilen diğerleri gibi bazı sözler vardı, tutulmamıştı ve bunları yerine getireceğimizi söyledik. Ona bir hak, bir şans tanınması gerektiğini düşündüm ve arkasında duracağız.

İLK GÜNDEN BERİ ‘BİRLİK VE BERABERLİK’ DİYORUM

Birtakım değişiklikler yaptık, biraz sonra sorarsınız herhalde. Bunları da hocayla, teknik ekiple ve diğer oyuncularla konuşarak aile birliği ile ki ilk günden beri ‘birlik ve beraberlik’ diyorum. Bu yüzden birtakım değişiklikler yapmaya karar verdik. Bunu da illa ki ceza olarak görmemek lazım, bu geçici bir süreç. Jhon Duran ile ilgili de bir sürü haberler yapıldı. Onun gerçekten bir sakatlığı var, İspanya’daki doktoruyla konuştum. MR’ı kendim gördüm. Sizin de bildiğiniz gibi koşulara başladı. İnşallah birkaç hafta içerisinde aramızda olacak.

BİRTAKIM DEĞİŞİKLİKLER DE YAPTIK. DAHA İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM. İLK GÜNDEN BERİ SÖYLEDİĞİM GİBİ BURADAKİ TAKIM RUHUNU AYAĞA KALDIRMA ÇERÇEVESİNDE BÜTÜN BUNLARI YAPIYORUZ

Daha iyiye gideceğimizi düşünüyorum. Birlik ve beraberliği sağlamaya çalışıyoruz. Bir psikolog tuttuk, maalesef oyuncuların ihtiyacı olduğunu gördük. Sizin bildiğiniz gibi birtakım değişiklikler de yaptık. Hocaların, oyuncuların isteği doğrultusunda ufak tefek bazı şeyler de yapacağız. Daha iyi olacağını düşünüyorum. İlk günden beri söylediğim gibi buradaki takım ruhunu ayağa kaldırma çerçevesinde bütün bunları yapıyoruz. Benim için biliyorum ki eleştiriler var; ‘Ali Bey’in devamı’ vs. evet, Ali Bey ile arada bir konuşuyorum. Geçmişe dönük fikirlerini alıyorum. İnşallah Aziz Bey’le de böyle bir diyalogumuz olur. Ama ben ve arkadaşlarım 21 Eylül’den beri her şeyi bizler imzaladık. Ali Bey ile çok az ortak noktamız var; Fenerbahçe sevgimiz ve Atatürk! Onun dışında liderlik anlayışımız, yöneticilik anlayışımız, spor anlayışımız… Her şeyimiz çok çok farklı. Ama dediğim gibi ben seçim sürecinde birlik beraberlik derken bunu öylesine söylemiyordum, buna da Fenerbahçe’nin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve mümkün olduğu kadar iyi bir diyalog ile götürmeye çalışacağım. Ben ve arkadaşlarım buna özen gösteriyoruz.

KİMSE KİMSENİN ADAMI DEĞİL, HERKES FENERBAHÇE’NİN ADAMI!

Daha önce ‘Aliciydi, Azizciydi’ ve ben size şunu söylerim; ben gittikten sonra kimse ‘Sadettinci’ demeyecek. Bunu da kaldırmamız lazım. Kimse kimsenin adamı değil, herkes Fenerbahçe’nin adamı! Bu konu da beni rahatsız ediyor. Biz hareket ederken onun adamı, bunun adamı diye düşünmüyoruz, Fenerbahçe’ye getirir, ne götürür, aile ruhuna ne katar, birlik beraberliğe ne katar… Bunların hesabını yapıyoruz.

ÖNÜMÜZDE HAFTA GENEL KURULUMUZ VAR, BU ÇOK ÖNEMLİ! SAĞDUYULU OLAN HER FENERBAHÇELİ BUNUN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖRECEK

Son olarak da önümüzde hafta Genel Kurulumuz var, bu çok önemli! Daha önce kapsamının net bir şekilde çok iyi anlatılamadığını düşünüyorum. Bu sefer Divan’da arkadaşlarımız ve biz çalışmalar yapıyoruz. Bunu çok net bir şekilde ifade edeceğiz. Sağduyulu olan her Fenerbahçeli bunun ne kadar önemli olduğunu görecek. İnşallah onu da geçeceğiz. Orada da tabii desteğe ihtiyacımız var. Yüksek bir katılım istiyoruz. Divan’da detaylarına gireriz. Ben şimdilik bunları söyleyeceğim, soru cevap kısmına geçelim.

SORU-CEVAP

1959 öncesi şampiyonluklarla alakalı soruya Başkanımız, “Daha önceki yönetim kurulu çok çaba sarf etti. Biz aynı çabaya devam edeceğiz. Hukuktan sorumlu arkadaşımız Ali Bey burada. Detaylarını ondan alabilirsiniz. Aynı hassasiyeti göstereceğiz. Ama aynı hassasiyeti göstereceğiz. Hatta bir önceki yönetimde bu işlerle uğraşanlardan bir tanesini de danışman olarak atayacağım, bu ve benzer davaları takip etmesi, arkadaşlara kurumsal hafıza olarak destek olması açısından.” yanıtını verdi.

Kulübün mevcut mali durumla ilgili soruya Başkanımız, “Çok spekülasyon var. Hatta bu spekülasyonların bazı insanlar bizim de hoşumuza gittiğini düşünüyor maalesef. ‘Biz hiçbir zaman bahaneye sığınmayacağız’ dedim. Enkaz var, yok… Bunlar bizim kullanacağımız laflar değil. Enkaz yok zaten de, olsa da bunları söyleyecek halimiz yok. Seçimden dolayı ekstra bir harcama olmuş nakit akışını etkileyen. Bunu da düzelteceğiz.” cevabını verdi.

Kerem Aktürkoğlu transferiyle ilgili soruyu ise Başkanımız şu şekilde yanıtladı: “Sözleşme bizde de federasyonda da var. İnceledik. UEFA ile de konuşuldu. Daha detayını Ali Bey de size söyleyebilir ama biz orada sorun görmüyoruz.”

Futbol A Takımımızın Teknik Direktörü Domenico Tedesco’yla devam edilip edilmeyeceği yönündeki soruya Başkanımız, “Ne olursa olsun devam edeceğiz demiyoruz. Başarı odaklıyız. O yüzden öyle bir şey demiyoruz.” cevabını verdi.

Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın Başantrenörü Sarunas Jasikevicius’la ilgiliyse Başkanımız, “Sabah kendisiyle konuştum. Kendisini seviyoruz, güveniyoruz. Takımın bir takım eksiklikleri var, sakatlıklar var. Düzeleceğine inanıyorum. Sözleşmeyi de uzatmak için elimizden geleni yapacağız.” açıklamasında bulundu.

Kadro dışı bırakılan oyuncularla ilgili soruyu Başkanımız, “Bakın ilk gün oraya gittiğimde söyledim. Önce bana biraz şüpheyle yaklaştılar. ‘Bir aileyiz’ dedim. Bunu da her fırsatta hissettiriyorum. Yavaş yavaş onlar da inanmaya başladı. Aile içinde bir takım şeyler olur. Kol kırılır yen içinde kalır. Bunun detaylarını paylaşmayacağım. Fenerbahçe için iyi olacağını düşündüğümüz için aldık bu kararı.” sözleriyle yanıtladı.

Yapılacak çalışmalarla Samandıra’nın tekrar ayağa kalkacağını belirten Başkanımız, “Tabii ki (ayağa) kalkacak. Amacımız o. Yarın yine Samandıra’dayım. İki gün önce oradaydım. Ertan (Ertan Torunoğulları) bütün gün oradaydı. Kalkması için elimizden geleni yapacağız. Bu da diyalogla, sevgiyle, iletişimle olacak.” dedi.

TFF kurullarıyla nasıl mücadele edileceğini Başkanımız, “Kurullarla ilgili, bağıran, çağıran, maç öncesi hakemi baskı altına almaya çalışan, maçtan sonra kameralar önünde ‘şöyle kötüydü, böyle kötüydü’ diyen bir başkan değilim. Yeri gelince hakkımızı tabii ki sonuna kadar koruyacağım ama sırf kavga etmiş olmak için kavga edecek biri de değilim. Bu da benim sporcu kişiliğimden geliyor. Çok işe yaramadığını da görüyorsunuz. İlk deplasman maçında, Samsunspor maçından önce ‘bu hakem şöyledir, böyledir, baskı yap, demeç ver, şöyle yap, böyle yap’ dediler. Ben sağduyuya inandım. İyi yöneteceğine inandım. ‘O şansı verelim.’ dedim. Çok da iyi yönetti. İleride ne olur bilmiyorum. Önce insanlara, karşındaki kötüdür demektense ben iyidir diye yaklaşmayı tercih ediyorum. Aksini gördüğümüzde ona göre davranırız.” sözleriyle aktardı.

Murat Ülker’le yaptığı görüşmeyle ilgili soruya Başkanımız, “Kendisine de söyledim. Fenerbahçe’ye en fazla katkı sağlayan insanlardan bir tanesidir. Yeri çok önemli. Onu o yüzden ziyaret ettim. Konuşmalarımız devam ediyor, çok detaya girmeyeyim. Kendisinin bana bir sözü var. Her fırsatta o sözü hatırlatacağım. Burada bir daha sizlerin huzurunuzda hatırlatıyorum. İnşallah çok güzel şeyler yapacağız kendisiyle.” yanıtını verdi.

Kendisini Fenerbahçe Başkanı olmaya iten sebepleri sıralayan Sadettin Saran, “En büyük hayallerimden biri olmasını bir köşeye koyarsak, Fenerbahçe’de 3 temel sorun gördük; iletişim, karar mekanizması, futbol aklı. Bu konularda daha iyi olacağımı düşündüğüm için, ben ve ekibim fark yaratacağımızı düşündüğümüz için aday olduk.” ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul projeleriyle ilgili soruyu Başkanımız, “O projelerin mümkün olduğu kadarını devam ettireceğiz. Zaten görüşmelerimiz devam ediyor. Çok yakın zamanda Bakanımız Murat Kurum’la bir görüşmemiz var. Kadıköy Belediye Başkanı hem hayırlı olsuna gelecek hem bu konuları konuşacağız. Hüseyin Bey’le Kenan Evren Lisesi’yle ilgili konuşmalarımız var. Hamdi Bey o konuda bizden Erdem ve İlker var, görüşülüyor. Bu işlerden sorumlu yöneticilerimiz var. İnşaat tarafı, gayrimenkul tarafı. Mümkün olduğu kadar hepsini yapmaya çalışacağız. Bazıları onların birinci önceliğidir, bizim için üçüncü önceliktir. Ama çoğunu yapacağız. Zaten statla ilgili seçim zamanında da söylediklerimiz vardı. Onunla ilgili Adem Bey, Eren Bey bir takım çalışmalar yapıyor. Futbol Akademisiyle ilgili Ozan Bey’le daha detaylı konuşabilirsiniz.” sözleriyle cevapladı.

Bankalar Birliği’nden çıkış süreciyle ilgili soruyu Başkanımız, “Çok yakın zamanda geçerse hemen Bankalar Birliği’nden çıkarız gibi gözüküyor. Gece gündüz çalışıyoruz. Burçin Bey, Olcay Bey, Murat Bey bu konuda sorumlu. Bankalarla da görüşüyoruz. Biz de biraz aşama kaydettik. Biraz ayak süren bir iki banka var. Onlara da gerekeni söyledik. Şimdilik onlara iyi niyetle yaklaşıyoruz. Geçerli olmazsa diye düşünmüyoruz. Buradan çıkıp yolda ölürsem diye nasıl düşünmüyorsak onu da düşünmüyoruz.” şeklinde yanıtladı.

Futbol AŞ. Yönetimiyle ilgili Başkanımız, “Biz onu 21’e çıkaracağız. Hemen yapamıyoruz. Arkadaşlar çalışıyor. Mevcut yönetime 3 kişi daha alıyoruz Futbol AŞ.’ye. Hem sponsorluk konusunda hem futbol bilgileriyle hem de iş hayatındaki başarılarıyla bize katkı sağlayacaklarını düşündüğüm insanları seçtim. Bir iki ay içinde açıklayacağız.” açıklamasında bulundu.

Sponsorluk konusuyla ilgili Başkanımız, “Şöyle bir şey yaptık. Herhalde ilk defa oluyor. Dışarıdan, profesyonellerden tamamen amatör ruhla destek alıyoruz. Vodafone CEO’su Engin Aksoy, kendi arkadaşlarından, diğer CEO’lardan oluşan bir komiteyle bize sponsorluk konusunda destek verecek. Sinan Bey’den detay alırsınız. O konuda güzel gelişmelerimiz var. Biz hep söyledik, ‘Fenerbahçe’nin gelir sorunu yok, harcama sorunu var’ diye. Biz gelirleri de artıracağız. Bıraktığımız zaman daha iyi bir tablo bırakacağımıza %97.6 eminim.” açıklamasında bulundu.

Devin Özek’le ilgili soruyu Başkanımız, “Tedesco için geçerli olan Devin için de geçerli. Oyuncuların güveni var onda. Çok hassas biri. Çok yazılıyor çiziliyor. Hepsini inceledik. Ona haksızlık yapılıyor, nasıl Jhon Duran’a haksızlık yapılıyorsa. Şu anda biz onu Tedesco ve Devin’i bir ekip olarak görüyoruz.” sözleriyle yanıtladı. Başkanımız, Alper Yemeniciler’in yerine gelecek ismi ise, “Yerine gelecek arkadaş zaten orada, Nihat.” şeklinde açıkladı.

Önceki yönetimle olan diyalogla ilgili soruyu Başkanımız, “Bilgi de oluyor. Fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmak lazım. ‘Bunu niye böyle yaptınız?’ diye soruyoruz. Onlar da ‘şu sebepten’ diyorlar. Daha ziyade bilgi diyelim. Her zaman fikri de sorarım.” diye yanıtladı.

Samandıra'daki psikoloji hakkında Başkanımız, “Şu anda bu takıma böyle bir psikolojide gelir gelmez birini getirseydim çok farklı bir şey yapacağını düşünmüyorum. Hiçbir oyuncuyu tanımıyor, oyuncular onu tanımıyor. Oyuncuların psikolojisi yerde. Dolayısıyla istikrar adı altında, popülizm yapmak çok kolay. Popülizm iş ahlakını bozar. ‘Vay be başkan geldi, küt küt.’ Doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Bunları yaparken oyuncuların psikolojisini ve Samandıra’yı düşünüyorum. Seçim sürecinde Tedesco’ya verilen bir takım vaatler olmamış. Bunları yerine getirip o hakkı, hak ettiğini düşünüyorum. Tedesco benim babamın oğlu değil. O süreç yanlış yönetildi ama olan oldu. Şu an elimizde o var. Arkasında duracağız. Tepki gelir diye onları düşünmüyorum. Doğru olanı yapmaya çalışıyorum. En büyük güç haklı olmaktır. Popülizm benim çok eğileceğim, büküleceğim bir şey değil.” dedi.

Mert Hakan ve Çağlar da ilgili Başkanımız, “Bu konuşmalar aile içinde kalsın dedim ama biraz onun dışına çıkayım. Mert Hakan’la konuştum. Takım dışında da bir ağabeye ihtiyacımız var. Liderlik konusunda oyuncular da ona güveniyor ve seviyor. Kaptan olarak kalmasında bir mahsur görmedik. Aldığım raporlar doğrultusunda pozitif etkisi olduğunu öğrendim. Ben de öyle gözlemledim. Kendisiyle bir konuşma yaptım. Biraz daha farklı bir Mert Hakan göreceğiz, inşallah. Taraftarla didişmeyen, tamamıyla ağabeyliğe odaklanmış, sakatlığı da geçiyor. Daha pozitif ve daha faydalı bir Mert Hakan göreceğiz. Bu arada Çağlar’ı da kaptan yaptık. Sahada İrfan Can’ın yerine.” açıklamasında bulundu.

“Biz seçim için popülizm adına ona buna şirin gözükmek adına hiçbir şey yapmayacağız. Doğru olan neyse onu yapacağız” diyen Başkanımız,  “Kadıköy ruhunu çok önemsiyorum. Detaylarını Adem Bey ile Eren Bey’den de alabilirsin. Benim şöyle bir avantajım var. Geçen gün de devlet tarafından ziyaret edildik. Tribündü, şöyleydi, böyleydi. ‘Seçimler için bunları yapmak istiyorsunuz, anlıyoruz, ihtiyacınız var’ gibi bir şey dedi. ‘Daha önce yönetimlerde bu konuda hassasiyet vardı.’ Dedim ki benim hiç öyle bir şeyim yok. Söz verdim. 1.5 sene içinde şampiyon yapamazsak zaten olmayacağım. Yapıyorsak da kalacağız. Dolayısıyla biz seçim için popülizm adına ona buna şirin gözükmek adına hiçbir şey yapmayacağız. Doğru olan neyse onu yapacağız.” dedi.

Kombine konusunda Başkanımız, “Tribünlere de ilk günden söylüyorum. Onda da hiç şüpheniz olmasın. Devam edeceğiz. Kafamıza göre kimsenin kombinesini iptal etmeyeceğiz. Herkese adil ve şeffaf davranacağız. Kimseyi, hiçbir grubu da kayırmayacağız. Bunun altını çizerek söylüyorum. Arkadaşlara da bu konuda çok net talimat verdim, rica ettim. Aksini duyarsanız direkt bana söylersin. Detayları Eren Bey, zaten tribünden geldikleri için bizzat bu işle ilgileniyorlar. Onlara çok da güveniyorum.” ifadelerini kullandı.  

İki başkana da mektup yazdığını açıklayan Başkanımız, “İki başkana da mektup yazdım. Bugün, yarın ulaşır. Aziz Bey’in o zamanki çağrısında kapsam çok net değildi. Biraz önce ifade etmeye çalıştım. Biz bunu çok daha net anlatacağız. Bir de orada seçim sürecinde başka dinamikler vardı ama çok net ifade edeceğiz. Bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Sizler de Murat Salar ve diğer arkadaşları dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız. Sözler tutulmamış denince seçim atmosferi. Herkesin önceliği başka bir yere kaymış. O sırada maalesef Samandıra öncelik değildi. Onu demek istedim.” dedi.

Transfer çalışmalarının sürdüğünü açıklayan Başkanımız, “Ocak transfer dönemi için ciddi çalışmalar yapıyoruz. Daha önce de söyledim. Bir futbol aklı oluşturmuştuk. Hem yurt dışında hem Türkiye’de. Hoca ile beraber çalışmalara başladık. Ocak ayında transferler her zaman zordur. Ben futbol şube sorumluluğumda da ocak ayında baya transfer yapmıştım. Ne kadar zor olduğunu bilirim. Bir de bu sene Dünya Kupası var. Çalışmalara başladık. Bir taraftan da onlada görüşmelerimiz var. Detaya çok girmek istemiyorum. Mevcut takımda şu anda sizlerin gördüklerinizi bizler de görüyoruz. Ya da bizim gördüğümüzü siz de görüyorsunuz.”  diye konuştu.

Portekiz kampı ve kadro dışı konusunda da Başkanımız, "Geçmişi konuşmanın kimseye faydası yok. Kampın kötü geçtiğini söylediğim için kendime biraz kızdım. Çok detaya girmek istemiyorum. Bunları siz de biliyorsunuz. Portekiz’de günde bir antrenman yapılmış. Bu olacak iş değil. Daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Birincisi kesinlikle doğru değil. Yabancılarla ilgili (kadro dışı) şu aşamada öyle bir şey kesinlikle yok. İkincisi de dediğim gibi Samsun’da yaşanan, Samadıra’da yaşanan ne varsa bunlar aile içi meseleler. Dışarıda konuşmayacağım. Konuştuktan sonra üzerimize düşeni yaptık. Benzer olayların bir daha yaşanmaması ve mesaj vermek için. Birlik beraberliğe ne kadar önem verdiğimizi hissettirmek için.” ifadelerini kullandı.

Başkanımız, mali konular, 100 günlük plan ve kadro dışı bırakın oyunculara yönelik de, “Her şeyi erbabına bırakmak diye bir söylemim vardır. Murat Bey ve diğer arkadaşlar bu konuları (hisse satışları, mali konular) Divan’da daha detaylı cevaplayacak. 100 günlük programımız var. Çoğu içe dönük. Detayları ilerleyen süreçlerde cevaplayayım. Önceliğimiz şampiyonluk. Bunun için de Kadıköy ruhu, birlik-beraberlik. Şu anda bunlara ve ocak ayındaki transferlere odaklanmış vaziyetteyiz. Kısa vadede Genel Kurula odaklanmış vaziyetteyiz. 100 günlük programımız var. Tam bitmedi. İçinde Fenerbahçe TV ve Fenerium dahil bir sürü projelerimiz var. İlerleyen zamanlar da bunlar açıklayacağız. İki oyuncudan biriyle görüştüm ve diğeri ile de yarın görüşeceğim. Bu iki arkadaş da (kadro dışı kalan oyuncular) Fenerbahçe’ye hizmet etmiş. Kimseyle kötü ayrılmak istemiyoruz. Öyle bir niyetim yok. Ben onları seviyorum. Onlarla konuşacağız. Onlar için, Fenerbahçe için ne iyiyse onu yapacağız. Cezalandırma kesinlikle söz konusu değil. Sizi siz yapan başınıza gelen olaylar değildir. Sizi siz yapan başınıza gelen olaylara karşı nasıl durduğunuzdur. Bu arkadaşlar da bu konularda şimdilik gayet iyi duruyorlar. Biz onlarla konuşacağız. Sonuçta ben de bir babayım. Bu arkadaşların da topluma rol model olma gibi sorumluluğu var. O çerçevede hareket ettikleri sürece onlara her türlü desteği vereceğiz. Bu Fenerbahçe’de futbolcu olan herkes için geçerli.” diye konuştu.

İletişim konusu ile adil-şeffaflık konusuna vurgu yapan Başkanımız, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hepinize teşekkür ederim. En büyük temennim bu süreçte hiç akreditasyon yasağı olmaması. En büyük temennim ben size ne kadar adil ve şeffafsam siz de benim ve arkadaşlarımla öyle olun. Evren Bey iletişimden sorumlu, Ali Bey hukuktan sorumlu ve aynı zamanda basın sözcümüz. Gürhan Bey de basınla ilgilenecek. Kimseden kaçmayız. Açık ve şeffafız. Kötü habere karşı değil, üzülürüz ama yalan habere son derece karşıyız. O da çok oluyor. İnşallah olmayacak. Teşekkür ederim."