“Değerli Delegeler,
Bugün burada Türk futbolunun geleceğini konuşmak ve daha önemlisi önümüzdeki dönem kimlerin yöneteceğine karar vereceğiz ve ne acı ki önümüze sunulan adaylardan bir tanesi Galatasaray Kulübünün tabiri ile ki biz de bu tabire katılıyoruz, ‘Tarihin en kötü ve beceriksiz başkanı’ ve diğeri Fenerbahçe otobüsünün kurşunlandığı dönem olan 4 Nisan’dan önce, ‘Öyle bir eylem yapacağız ki belki ben Trabzonspor kulübü başkanlığına devam edemeyeceğim.’ diyen diğer aday.
Bizlere sunulan iki aday dememin sebebini hepimiz biliyoruz; siyasilerin, kulüp başkanlarını ve belediye başkanlarını arayarak bağımsız olması gereken Futbol Federasyonu seçimlerine nasıl etki yaptıklarını, bazı adayları talimatla nasıl geri çektiklerini hep beraber gördük, yaşadık.
Sayın delegeler, bakın divan kurulumuzda dahi şu anda görevli olan arkadaşlarımız sayın milletvekilleri, onlar da siyasiler, belediyeden bir arkadaşımız var o da siyasi. Bunu nasıl kabulleniyorsunuz, nasıl böyle bir seçim yapıyorsunuz anlamakta güçlük çekiyorum. Biz ‘futbol özgür olsun, adil olsun’ dedikçe ne yazık ki hep geri gidiyoruz, geri gittikçe her sene futbolda şaibe artıyor, huzursuzluk artıyor, kavga çoğalıyor. Kulüpler, yöneticiler ve hatta sporcular adaleti hissetmedikçe, kendi cezalarını kendileri kesmek istiyor, konuşmalar hakarete, söylemler kavgalara sebep oluyor. Burada birkaç kulüp haricinde herkes futbolun adil yönetilmediğini düşünüyor, seçime katılan kulüpler seçilen başkanın ve yönetim kurullarının belli başlı bazı takımlara, bazı kişilere hizmet etmesini istemiyor, tek talepleri var,bizim de talebimiz o; adil ve eşit yönetim.
Ancak bu sene mevcut başkan ve yönetimi bir tarih yazdı: Fenerbahçe 99 golle ve 99 puanla ikinci yapıldı. Bana hiç kimse bunu her iki takımda iyiydi diye açıklayamaz. Bir takım itildi, bir takım çekildi. Bu ülkede Fenerbahçe kumpasa uğradı, FETÖ denilen lanet örgütle mücadele etti, 12 Mayıs tarihinde taraftarına saldırıldı, otobüsü kurşunlandı.
Bugün bu salonda olan bazı kulüp başkanları, ‘Fenerbahçe maçlara çıkmazsa sonuçlarına katlanıbilir.’ dedi. Bugün birlik ve beraberlik mesajı vermek istiyoruz ama bunları biz hiç şimdiye kadar yaşayamadık.
Bunlar yetmedi bu sezon Trabzon’da Fenerbahçe linç edilmeye çalışıldı. Bir, iki kulübün dışında ‘geçmiş olsun’ mesajı dahi açıklanmadı. Federasyonun Sayın başkan ve yönetimi ne yaptı?
Meşru müdafaada bulunan futbolculara ceza vermeye çalıştı çünkü bu TFF yönetiminin hep aklının arkasında Fenerbahçe ile mücadele vardı, hem de dürüst bir mücadele değil maalesef. Bugün Fenerbahçe’ye Zarar vermeye çalışanların, Türkiye Cumhuriyeti’nin sarsılmaz kalesi, Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetin koruyucusu olmaktan gurur duyan Fenerbahçe’ye 3 Temmuz’da saldıranlardan ne farkı var?
Fenerbahçe ve Fenerbahçe başkanı hep hedef oldu, önce Aziz Yıldırım şimdi ise Ali Koç ama zannetmeyin ki Fenerbahçe bu iki lideri ile sınırlı. Biz 65 bin Genel Kurul Delegesi ve 35 milyon taraftarı ile hem Başkanlarımızı hem de ilkelerimizi kimseye yedirmeyiz.
Bugün adil olmayan bir ortamda bize sunulan her iki başkan adayına da sormak istiyorum; yaşananlara, yaşattıklarınıza bakarak siz nasıl aday olabiliyorsunuz, aynaya baktığınızda kendinize bu mevkiyi, eşit ve adil olması gereken Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığını nasıl yakıştırıyorsunuz?
Sokakta kendi camialarınızın sizi alkışladığını biliyoruz da, toplumun geri kalanının sizin hakkınızda ne düşündüğünü, neler söylediğini hiç mi düşünmüyorsunuz?
Sayın delegeler bugün metazori bir seçim yapmaya zorlanıyorsunuz ve lütfen size karşı yapılan bu zorlamayı kabul etmeyin ayağa kalkın ve reddedin. Biz Fenerbahçeliler 3 Temmuz’dan bu tarafa onurumuzla direniyoruz.
Her iki aday da Türk futbolunu yönetecek adaylar değil, bunu boş oy vererek ya da hiç oy vermeyerek gösterin. Futbol, Türk toplumunun tüm problemlerden kaçış noktasıdır, bu nedenle lütfen sorumlu davranın, size dayatılan bu düzene karşı çıkın.
Son sözüm de siyasilere. Lütfen gerçeği görün, futbola ve futbol yönetimine müdahale ettikçe yaşanan tüm olumsuzluklar size mal ediliyor, etrafınızdakiler sizi yanlış yönlendiriyorlar.
Adaletin, eşitliğin ve en önemlisi özgürlüklerin olmadığı bir yerde mutluluk olmaz, mutlu olmayan halk sonucu siyasete bağlar. Lütfen kulüplerin ve delegelerin iradelerine müdahale etmeyin bırakın. Türkiye Futbol Federasyonu özgür ve bağımsız olsun, inanın böyle olduğunda hem milli takımlar hem de kulüp takımları daha çok gelişecek ve başarı kazanacaktır ve bunun kredisi de sizlere ait olacaktır.”